13 Şubat 2013 Çarşamba

TANZİMAT EDABİYATI YAZARLAR

Tanzimat Edebiyatı Döneminin Edebiyatçıları
Şinasi (1826-1871)
Türk edebiyatında yeniliklerin öncüsüdür. 1860’ta Tercüman-ı Ahval’i (ilk özel gazete),
1862’de Tasvir-i Efkâr’ı çıkardı. İlk makaleyi (Tercüman-ı Ahval mukaddimesi), ilk piyesi (Şair
Evlenmesi) o yazdı. Noktalama işaretlerini de ilk defa o kullandı. La Fontaine’den fabllar tercüme
etti. Lamartine’den de manzum çevirileri vardır. İlk şiir çevirilerini de o yaptı. Nesirlerinde dili
sade; şiirlerine ise ağırdır. Tanzimat Fermanı’nı ilân eden Mustafa Reşit Paşa için yazdığı iki kasidesi
ünlüdür. Bu kasidelerdeki övgüleri divan şiirindekinden daha abartılıdır. O, başarılı bir şair ve yazar
olmamasına rağmen batı edebiyatından alınan yeni türlerle edebiyatımızın batılılaşmasında en çok
onun emeği vardır.
Eserleri: Şair Evlenmesi (Piyes; edebiyatımızdaki ilk tiyatro eseri), Müntehabat-ı Eşar (Şiir),
Divan-ı Şinasi (Şiir), Durub-ı Emsal-i Osmaniye (ilk atasözleri kitabı), Tercüme-i Manzume (çeviri
şiirler)
Ziya Paşa (1829-1880)
Doğu kültürüyle yetişmiş, sonradan batı edebiyatına yönelmiştir. Fikren yenilikçi olmasına
rağmen eserlerinde eskiyi, divan şiiri geleneğini devam ettirmiş, gazel ve kasideler yazmıştır. En
meşhur terkib-i bent ve terci-i bent şairimizdir.
Harabat adlı bir divan şiiri antolojisi vardır. Daha önce “Şiir ve İnşa”da divan şiirinin bizim
şiirimiz olmadığını, asil şiirimizin halk şiiri olduğunu söyleyen şair, eski şiir geleneğini sürdürmüş,
Harabat’ta âşık şiirini eleştirmiştir. Bunun yanında sade dilden yanadır, ama kendisi ağır bir dil
kullanır. Bu onun içinde bulunduğu bir ikilemdir. Hem eskiyi eleştirmekte hem de geleneği devam
ettirmektedir.
Eserleri: Harabat: Divan Şiiri antolojisi, Külliyat-i Ziya Paşa/Eş’ar-ı Ziya: Divan şiiri
tarzındaki şiirleri (gazel, kaside ve şarkılar), Terkib-i Bent, Terci-i Bent: Bugün dahi dillerden
düşmeyen beyitleri vardır. Zafername: Hiciv türünde bir kasidedir. Ali Paşa’yı yermek için
yazmıştır. Rüya: Mensur, Defter-i Âmal: Hatıraları.
Namık Kemal (1840-1888)
Tanzimat edebiyatının en hareketli ve heyecanlı ismidir. Vatan şairi olarak tanınır.
Şiirlerinden çok nesirleri ile tanınır. Edebiyatta hürriyet kavramını ilk kullanan şairdir. Şiirlerinde
“hürriyet, vatan, kanun, hak, adalet” kavramlarını işlemiştir. Hürriyet Kasidesi, Vatan Şarkısı ve
Vatan Mersiyesi bu konuları içerir.
Namık Kemal de eski kültürle yetişmiş, divan şiiri eğitimi almış, gazeller, kasideler
yazmıştır. Fakat o da sonradan divan edebiyatını eleştirmiştir. Ziya Paşa’nın Harabat’ına karşı
Tahrib-i Harabat’ı yazarak eskiye olan tepkisini ortaya koymuştur. Şinasi’nin kurduğu Tasvir-i
Efkâr’ı, Şinasi Paris’e kaçınca Namık Kemal çıkarmaya başladı. Daha sonra kendisi de Ziya Paşa ile
Paris’e kaçarak orada Hürriyet gazetesini çıkardı. İstanbul’a döndükten sonra İbret gazetesini
çıkardı. Eserlerinde romantizmin etkisi görülür. Tiyatroyu faydalı bir eğlence olarak görmüştür.
Eserleri: İntibah: İlk edebî roman. Cezmi: İlk tarihî roman. Tahrib-i Harabat, Takip: İlk
edebî eleştiri. Ziya Paşa’nın Harabat’ını eleştirmek için yazmıştır. Renan Müdafaanamesi: İlk
eleştiri. Vatan Yahut Silistre: oyun Celâlettin Harzemşah: oyun. Gülnihal: oyun. Onun en başarılı
tiyatro eseridir. Akif Bey: oyun Zavallı Çocuk: oyun Kara Belâ: oyun, Osmanlı Tarihi, Kanije
Muhasarası, İslâm Tarihi: tarih
Ahmet Mithat Efendi (1844-1912)
Edebiyat, tarih, coğrafya, ziraat, iktisat alanlarında eserler vermiştir. Edebiyat yapmak için
değil, okuma zevki aşılamak ve halkı eğitmek gayesiyle yazmıştır.
En velût yazarımız odur. Yazı makinesi olarak bilinir. Asıl ilgi alanları, gazetecilik,
romancılık ve hikâyeciliktir. Otuz altısı roman olmak üzere iki yüze yakın eseri vardır. Romanları tür
bakımından çeşitlilik gösterir: macera, aşk, polisiye, tarih… Dili sadedir, çünkü eser vermekteki
amacı halkı eğitmektir. Hatta romanlarında olayın akışını keserek okuyucuya bilgiler de vermiştir.
Eserleri: Romanları: Hasan Mellâh, Hüseyin Fellâh, Felâtun Bey’le Rakım Efendi, Paris’te
Bir Türk, Yeniçeriler… Çıkardığı gazeteler: Bedir, Devir, Tercüman-ı Hakikat. Hikâyeleri: Letaif-i
Rivayet. Kıssadan Hisse…
Şemsettin Sami (1850-1904)
Dil alanındaki eserleri ile tanınır. Kamus-ı Türkî adlı sözlüğü edebiyat ve dil alanında en
önemli eserlerdendir.
Eserleri: Kamus-ı Arabî ve Kamus-ı Fransevî: Diğer sözcükleri Kamusul-a’lâm: Ansiklopedik
sözlük. Sefiller: Hugo’dan çeviri. Robinson Cruose: çeviri roman
Ahmet Vefik Paşa (1823-1891)
Milliyetçilik ve Türkçülük akımının en önemli isimlerindendir. Tiyatro uyarlamaları ve
çevirileri vardır. Bursa’da bir tiyatro yaptırmış, burada tercüme ettiği eserleri sahnelettirmiş, halkı
tiyatroya gitme konusunda yönlendirmiştir.
Moliere’in hemen hemen bütün eserlerini çevirmiştir. Tarih ve dil alanında da eserleri
vardır. Ebulgazi Bahadır Han’ın Şecere-i Türk’ünü Çağatayca’dan çevirmiştir.
Eserleri: Lehçe-i Osmanî: sözlük, Atalar Sözü: atasözleri mecmuası, Hikmet-i Tarih ve
Fezleke-i Tarih-i Osmanî adlı, tarihle ilgili eserleri de vardır.
İkinci Dönem Tanzimat Edebiyatı
1876-1896 yılları arasında ikinci dönemin tanınmış temsilcileri Recaizade Mahmut Ekrem,
Abdülhak Hamit Tarhan, Sami Paşazade Sezai ve Nabizade Nazım’dır. İkinci dönem edebiyatçıların
sanat anlayışları birincilerden farklıdır. İkinci dönemde sanat sanat içindir anlayışıyla eserler
verilmiştir. Bunun sebebi bu devirde idarenin daha baskıcı davranmasıdır.
Bu dönemde batı edebiyatı örnekleri daha başarılı bir şekilde ortaya konmuştur. Dönemin
sanatçıları devlet işleriyle, siyasetle, toplum meseleleriyle değil sadece sanatla ilgilenmişlerdir.
Birinci dönem sanatçılarının toplumsal sorunlarla ilgilenmelerine karşın bu dönem sanatçıları kişisel
konu ve temaları işlemişlerdir. Bu yüzden dilleri daha ağırdır. Dönemin romanlarında realizmin,
şiirinde ise romantizmin etkisi vardır.
Dönemin Edebiyatçıları
Recaizade Mahmut Ekrem (1847-1914)
Şiir, roman, hikâye, tiyatro, eleştiri, edebî bilgiler türlerinde eserler vermiştir. Şiirlerinde
hüznü ve elemi işlemiştir. Ölümü hatırlatan tabiat manzaraları, hüzünlü duygular, romantik
güzellikler, solgun güller, kitap yaprakları arasında kurutulmuş çiçekler, küçük kuşlar onun şiirlerinin
konuları arasındadır. Oğlu Nejad’ın ölümü; işli, üzüntülü şiirler yazmasında etkili olmuştur.
Edebiyatta yenileşmeden yanadır. Muallim Naci ile aralarında bu konularda tartışmalar olmuştur.
Eserleri
Nağme-i Seher: Şiir
Yadigâr-ı Şebab: Şiir
Pejmürde: Şiir
Zemzeme: Şiir. Önsüzünde edebiyat hakkındaki düşünceleri ve edebî eleştirileri vardır. (Bu
esere Muallim Naci “Demdeme” ile karşılık vermiştir.)
Muhsin Bey: Hikâye
Şemsa: Hikâye
Araba Sevdası: Roman. Realizmin etkisiyle yazılmıştır ve batı hayranlığı yolunda düşülen
garip durumları eleştirir.
Çok Bilen Çok Yanılır: Komedi
Afife Anjelik: Tiyatro
Vuslat: Tiyatro
Atala: Tiyatro
Talim-i Edebiyat: Edebî bilgiler içerir.
Samipaşazade Sezai (1860-1936)
Batılı tarzda hikâyeleri ve bir romanı vardır. Sergüzeşt adlı romanı realizme doğru atılmış bir
adımdır. Küçük Şeyler adlı hikâye kitabı Fransız realistlerinin sanat anlayışlarına uygundur. Rumuzuledeb,
bazı makale, hikâye ve sohbetlerini içerir. Romantik özellikler taşıyan şiirler de yazmıştır. Şiir
isimli bir de piyesi vardır. “İclâl”de, yeğeni İclâl’in ölümü üzerine yazdığı mersiye, bazı nesirleri ve
hatıraları vardır.
Abdülhak Hâmit Tarhan (1852-1937)
Edebiyatta batılılaşmanın asıl ihtilâlcısıdır. Şair-i Azam olarak bilinir. Kurallara uymayan,
batı şiirinde gördüğü her yeniliği Türk şiirine uygulayan, divan şiirini bitiren o olmuştur. Doğu ve batı
şiirini işlendikleri yerlere giderek öğrenmiştir. Sanatında romantik etkiler vardır. Zengin bir lirizm
bulunan şiirlerinde vezne, kafiyeye, söze, dile pek önem vermemiştir. Taşkınlık ve yücelik,
söyleyişteki tezat onun şiirinin önemli özellikleridir. Şiirlerinde ve tiyatrolarında tarihî konular
önemli bir yer tutar. Soyut kavramlar, hayat, tabiat, ölüm, insan, onun işlediği konulardır.
Şiirleri: Sahra, Belde, Makber, Ölü, Bunlar O’dur, Hacle, Bâlâdan Bir Ses, Garam…
Yirmiye yakın tiyatrosu vardır. Sahnelenmesi imkânsız tiyatro eserleri yazmıştır. Bu
eserlerde insanların yanında ölüler, ruhlar, hayaletler, periler de rol alır. Tiyatroda egzotik, tarihî,
millî ve dinî konuları işlemiştir. Bazı oyunlarında Shakespeare’in tesiri görülür. Hepsi de dramdır ve
bazıları mensur bazıları da manzumdur. İlk tiyatro eseri Macera-yı Aşk’tır. Tarık, Finten, Eşber,
Nesteren, Sardanapal, İlhan, Hakan, Liberte önemli tiyatro eserleridir.
Nabizade Nazım (1862-1893)
Romanlarıyla ve hikâyeleriyle realizmin ve natüralizmin temsilcisidir. Karabibik,
edebiyatımızda Anadolu konulu ilk hikâyedir. Köy romanı olarak bilinir. Köy hayatı tam bir realizmle
yansıtılmıştır. Zehra, ilk psikolojik roman örneğidir. Eserde tasvir ve tahliller geniş yer tutar.
Diğer hikâyeleri: Yadigârlarım, Bir Hatıra, Sevda, Haspa
Muallim Naci (1850-1893)
Eski şiirin savunucusu ve temsilcisidir. Eski-yeni konusunda Recaizade ile aralarında
tartışmalar olmuştur. Naci göze hitap eden kafiyeyi savunurken, Recaizade kulağa hitap eden
kafiyeyi savunmuştur. Tartışma konusu, “abes” ve “muktebes” kelimelerinin -eski yazıda- kafiyeli
olup olmadıklarıdır. Batılı şiiri benimsememesine rağmen bu alanda başarılı şiirler yazmıştır.
Şiir kitapları: Ateşpare, Şerare, Füruzan, Sünbüle
Edebî eseri: Istılahat-ı Edebiye
Sözlüğü: Lûgat-ı Naci
Ara Nesil (1880-1896)
Tanzimat edebiyatının ikinci kısmı ile Servet-i Fünûn arasında kalan dönem. Bu nesil Servet-i
Fünun’un hazırlayıcısıdır. En çok Recaizade Mahmut Ekrem’in ve Muallim Naci’nin etkisinde
kalmışlardır. Bu dönemde eski-yeni tartışmaları yaşandı (Ekrem-Naci). Natüralizm bu dönemde
edebiyatımıza girdi ve tartışıldı (Natüralizmi Beşir Fuat savundu). Serbest müstezat ve sone
kullanıldı. Cümlelerin bir tek dizede bitmesi anlayışı terk edildi. Yeni terkipler ve kelimeler
bulundu. Kafiyesiz şiirler de yazıldı. Kulak için kafiye denendi.
Dönemin Sanatçıları
Abdülhalim Memduh, Ali Ferruh, Ali Kemal, Ali Nusret, Andelib Mehmet Faik Esad, Beşir
Fuad, Fatma Aliye, Fazlı Necib, İsmail Safa, İsmet Bey, Mehmed Celâl, Menemenlizade Mehmed
Tahir.
Bu dönemde elliye yakın çıkan mecmuadan birkaçı: Bahçe, Şark, Hazine-i Evrak, Mecmua-i
Âşâr-ı Edebiye, Mecmua-i Ebuzziya, Hafta, Âfak, Güneş, Berk, Gayret, Risale-i Hafi, Nokta, Servet-i
Fünûn (1928’den sonra Uyanış adıyla), Mekteb, Hazine-i Fünûn Malûmat, Resimli Gazete…__

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder