15 Şubat 2013 Cuma

ÜLKEMİZDE TURİZM


Türkiye Turizmi 2009da nya Yedincisi
Türkiye, 1982de turizm alanında başlattığı yatırım hamlelerini 2000li yıllarda daha
da artırarak dünya turizminde söz sahibi ülkeler arasına girmiştir. Uluslararası turizm
pazarında gerek turizm gelirleri ve gerekse gelen turist sayısı bakımından ilk on ülke
içerisinde yer almayı başarmıştır.
Türkiye, 2000 yılında gelen turist sayısı bakımından dünyada 20. sırada yer alırken 2009
yılında 7. sıraya yükselmiştir.
2000 yılında turizm geliri bakımından dünyada 14. sırada yer alan Türkiye, 2009 yılında
9. sıraya yerleşmiştir.

Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü verilerine göre 2002-2010 yılları arasında
turist sayısı bakımından dünyada % 34,6lık bir büyüme yaşanırken Türkiye bu oranın
üzerinde bir artış sergilemiştir.
Bugün ülkemize gelen turist sayısı 10 yıl öncesine oranla yaklaşık 3 katına çıkarak 28,6
milyona yükselmiştir.

Asgari gelir hesaplama yöntemleriyle, 2000 yılında 7,6 milyar dolar olan turizm geliri
yaklaşık 3 katı artışla 2010da 20,8 milyar dolara ulaşmıştır.

Türkiye, Mavi Bayraklı Plaj Sayısında nya Dördüncüsü
2002de 127 Mavi Bayraklı plaja sahip olan Türkiye, 2010da 314 Mavi Bayraklı plaj ile
dünyada 4. olmuştur.
Mavi Bayrak uygulaması yapan 48 ülke arasında İspanya 523 plaj ile 1., Yunanistan 421
plaj ile 2., Fransa 321 plaj ile 3. sırada yer almaktadır.
Uluslararası alanda marinalar sıralamasında ise Almanya 111 marina ile 1. sırada yer
alırken, Almanyayı 84 marina ile İspanya, 76 marina ile Hollanda izlemektedir. Türkiye
14 marina ile 9. sırada yer almaktadır.

Türkiye'de turizm üzerinde etkili olan faktörler doğal ve beşeri faktörler olmak üzere
ikiye ayrılır.
Ülkemizde turizmi etkileyen doğal faktörler, coğrafi konum, yüzey şekilleri, doğal
bitki örtüsü ve su kaynakları (deniz, göl ve akarsular) şeklinde sıralanabilir.
Yurdumuz eski dünya karalarının (Asya-Avrupa-Afrika) birbirine en çok yaklaştıkları
bir coğrafi konumda yer alır. Bu üç kıtayı birbirine bağlayan kara ve deniz yolları
üzerinde yer aldığından gelen turistlere ulaşım kolaylıkları sağlar. İklim özellikleri
bakımından da elverişli koşullara sahip olan ülkemizde turistlerin en yoğun olarak
geldikleri Ege ve Akdeniz kıyılarında yıllık sıcaklık değerleri 15-20 dereceler
arasında değişir. Bu değerler yaz mevsiminde 25-28 dereceler arasındadır. Ülkemiz
bu ısı değerlerinin yanı sıra güneşlenme süresi, deniz suyu sıcaklığı gibi deniz turizmine
etki eden faktörler bakımından oldukça elverişli koşullara sahiptir. Nitekim
denize girme açısından en uygun sıcaklık olan 20 derecelik değer Ege ve Akdeniz kıyılarında
5-6 aylık bir dönemde sürmektedir. Aynı biçimde güneşlenme süresi de
Akdeniz ve Ege kıyılarında 6 aylık bir dönemi kapsamaktadır. Diğer taraftan kış aylarında
kar şeklinde yağışların düştüğü alanlar (Bursa Uludağ, Erzurum Palandöken,
Bolu Kartalkaya, vb. gibi) kış turizm merkezleri olarak dikkati çeker.
Ülkemizin yüzey şekillerine ait özellikleri de turizm bakımından çekicilikler yaratmaktadır.
Yüksek dağlık alanlarda yapılan kış sporları yanında yaz aylarında yüksek
yaylaların serin olması nedeniyle gelişen yayla turizmi (Çamlıyayla, Tekir vb.),
volkanik şekillerden peribacaları (Ürgüp, Göreme), karstik şekillerden Pamukkale
travertenleri, yerleşim izlerine de rastlanan çeşitli mağaralar (karain mağarası vb.)
kıyılarda birikim şekillerinden plajlar turist çeken yerler arasındadır.

Ülkemizde ilk modern turizm hareketi 1863 yılında Sergi-i Umumi-i Osmani adını taşıyan
serginin açılışı dolayısıyla başta Avusturya olmak üzere çeşitli yerlerden turistlerin gelmesi
ile olmuştur. Ancak ülkemizin turizm bakımından gelişmesi, 1957 yılından itibaren Bakanlık
düzeyinde ele alınması ile başlamıştır. Buna karşın Türkiye yakın yıllara kadar uluslararası
düzeyde önemli bir yer edinememiştir. Uluslararası turizm ülkemizin ancak son yıllarda
tanıştığı bir olgudur. Nitekim 1990 yılında 5 milyonun üzerine çıkan turist sayısı, 1997 yılında
10 milyon sınırına yaklaşarak ülkemizi dünyada en çok turist ve turizm geliri çeken 20
ülke arasına sokmuştur.
Türkiye doğal güzellikler, dünyada eşine az rastlanan doğa anıtları (Peribacaları ve Pamukkale
traverten taraçaları) tarihi ve kültürel zenginlikleri ile turizm bakımından çekici özelliklere
sahiptir. Bu nedenle ülkemizi her yıl sayıları giderek artan turist grupları ziyaret etmektedir.
Ülkemiz ekonomisinde önemli bir paya sahip olan turizm gelirlerinin artması için çevreye
duyarlı, kültürel zenginlik ve özgün mimari yapıları bozmadan, kitle turizminin hedef
alınması gereklidir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder