Türkiye Turizmi 2009’da Dünya Yedincisi
Türkiye, 1982‟de turizm alanında başlattığı
yatırım hamlelerini 2000‟li yıllarda daha
da artırarak dünya
turizminde söz sahibi ülkeler arasına girmiştir. Uluslararası turizm
pazarında gerek turizm
gelirleri ve gerekse gelen turist sayısı bakımından ilk on ülke
içerisinde yer almayı
başarmıştır.
Türkiye, 2000 yılında
gelen turist sayısı bakımından dünyada 20. sırada yer alırken 2009
yılında 7. sıraya yükselmiştir.
2000 yılında turizm geliri
bakımından dünyada 14. sırada yer alan Türkiye, 2009 yılında
9. sıraya yerleşmiştir.
Birleşmiş Milletler Dünya
Turizm Örgütü verilerine göre 2002-2010 yılları arasında
turist sayısı bakımından
dünyada % 34,6‟lık bir büyüme yaşanırken Türkiye bu oranın
üzerinde bir artış
sergilemiştir.
Bugün ülkemize gelen
turist sayısı 10 yıl öncesine oranla yaklaşık 3 katına çıkarak 28,6
milyona yükselmiştir.
Asgari gelir hesaplama
yöntemleriyle, 2000 yılında 7,6 milyar dolar olan turizm geliri
yaklaşık 3 katı artışla
2010‟da 20,8 milyar dolara ulaşmıştır.
Türkiye, Mavi Bayraklı Plaj Sayısında Dünya Dördüncüsü
2002‟de 127 Mavi Bayraklı
plaja sahip olan Türkiye, 2010‟da 314 Mavi Bayraklı plaj ile
dünyada 4. olmuştur.
Mavi Bayrak uygulaması
yapan 48 ülke arasında İspanya 523 plaj ile 1., Yunanistan 421
plaj ile 2., Fransa
321 plaj ile 3. sırada yer almaktadır.
Uluslararası alanda
marinalar sıralamasında ise Almanya 111 marina ile 1. sırada yer
alırken, Almanya‟yı 84 marina ile İspanya,
76 marina ile Hollanda izlemektedir. Türkiye
14 marina ile 9. sırada
yer almaktadır.
Türkiye'de turizm
üzerinde etkili olan faktörler doğal ve beşeri faktörler olmak üzere
ikiye ayrılır.
Ülkemizde turizmi
etkileyen doğal faktörler, coğrafi konum, yüzey şekilleri, doğal
bitki örtüsü ve su
kaynakları (deniz, göl ve akarsular) şeklinde sıralanabilir.
Yurdumuz eski dünya
karalarının (Asya-Avrupa-Afrika) birbirine en çok yaklaştıkları
bir coğrafi konumda
yer alır. Bu üç kıtayı birbirine bağlayan kara ve deniz yolları
üzerinde yer aldığından
gelen turistlere ulaşım kolaylıkları sağlar. İklim özellikleri
bakımından da elverişli
koşullara sahip olan ülkemizde turistlerin en yoğun olarak
geldikleri Ege ve
Akdeniz kıyılarında yıllık sıcaklık değerleri 15-20 dereceler
arasında değişir. Bu
değerler yaz mevsiminde 25-28 dereceler arasındadır. Ülkemiz
bu ısı değerlerinin
yanı sıra güneşlenme süresi, deniz suyu sıcaklığı gibi deniz turizmine
etki eden faktörler
bakımından oldukça elverişli koşullara sahiptir. Nitekim
denize girme açısından
en uygun sıcaklık olan 20 derecelik değer Ege ve Akdeniz kıyılarında
5-6 aylık bir dönemde
sürmektedir. Aynı biçimde güneşlenme süresi de
Akdeniz ve Ege kıyılarında
6 aylık bir dönemi kapsamaktadır. Diğer taraftan kış aylarında
kar şeklinde yağışların
düştüğü alanlar (Bursa Uludağ, Erzurum Palandöken,
Bolu Kartalkaya, vb.
gibi) kış turizm merkezleri olarak dikkati çeker.
Ülkemizin yüzey şekillerine
ait özellikleri de turizm bakımından çekicilikler yaratmaktadır.
Yüksek dağlık
alanlarda yapılan kış sporları yanında yaz aylarında yüksek
yaylaların serin olması
nedeniyle gelişen yayla turizmi (Çamlıyayla, Tekir vb.),
volkanik şekillerden
peribacaları (Ürgüp, Göreme), karstik şekillerden Pamukkale
travertenleri, yerleşim
izlerine de rastlanan çeşitli mağaralar (karain mağarası vb.)
kıyılarda birikim şekillerinden
plajlar turist çeken yerler arasındadır.
Ülkemizde ilk modern
turizm hareketi 1863 yılında Sergi-i Umumi-i Osmani adını taşıyan
serginin açılışı dolayısıyla
başta Avusturya olmak üzere çeşitli yerlerden turistlerin gelmesi
ile olmuştur. Ancak
ülkemizin turizm bakımından gelişmesi, 1957 yılından itibaren Bakanlık
düzeyinde ele alınması
ile başlamıştır. Buna karşın Türkiye yakın yıllara kadar uluslararası
düzeyde önemli bir yer
edinememiştir. Uluslararası turizm ülkemizin ancak son yıllarda
tanıştığı bir olgudur.
Nitekim 1990 yılında 5 milyonun üzerine çıkan turist sayısı, 1997 yılında
10 milyon sınırına
yaklaşarak ülkemizi dünyada en çok turist ve turizm geliri çeken 20
ülke arasına sokmuştur.
Türkiye doğal
güzellikler, dünyada eşine az rastlanan doğa anıtları (Peribacaları ve
Pamukkale
traverten taraçaları)
tarihi ve kültürel zenginlikleri ile turizm bakımından çekici özelliklere
sahiptir. Bu nedenle
ülkemizi her yıl sayıları giderek artan turist grupları ziyaret etmektedir.
Ülkemiz ekonomisinde
önemli bir paya sahip olan turizm gelirlerinin artması için çevreye
duyarlı, kültürel
zenginlik ve özgün mimari yapıları bozmadan, kitle turizminin hedef
alınması gereklidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder